Gundam SEED'in bende bıraktığı ilk izlenim artık Sunrise'nin cidden Gundam konusunda 3. bir milat oluşturacak bir yapım peşinde olduğu ve Gundam SEED'in böyle ortaya çıktığıydı (İlk milat MS Gundam , 2. milatsa Zeta Gundam'dı bence) Gundam SEED ise atalarının arasından büyük ölçüde teknolojik kapasitesi ve önceki Gundam serilerinini konu anlamında en sıkı yönlerini harmanlayarak bir araya getirmesiyle ayrılıyor diyebiliriz.2002'de başlayan bu seri gördüğü yoğun ilgi üzerine önce kısa bir "After Phase" ( Inherite the Stars ) , daha sonra her biri serinin elden geçirilmiş 90 dakikalık 3 özet filminden oluşan bir tür Movie Trilogy olan "Gundam SEED Special Edition" , nihayet 2005'de ise önce serinin Manga serisindeki 2 kısa öykü olan "Gundam SEED Astray" ve nihayet serinin gerçek anlamda devamı olan "Gundam SEED Destiny" gelmiştir ki seri bu haliyle UC dönemi sonrasında devam sezonu çıkaran ilk alternatif Gundam serisi olma başarısını kazanmıştır.
nsanlar ve genetik Upgrade'den geçmiş yeni nesil insanlar (Coordinator'lar) kendi aralarında iç savaşlara düşer ve çatışmaya başlarlar.Coordinator'lar dünyadan sürülür ve kendilerine uzayda yeni bir yapay cennet inşa ederler : PLANT adlı bu sistem Coordinator'ların yegane yaşama yeri olur ama dünyadakiler buna göz yummaz ve Coordinator'ları tamamen ortadan kaldırmak için PLANT'daki Junius 7 koloni sisteminin orta yerine nükleer silahlarla saldırı operasyonu yaparlar.Her ne kadar saldırı tam olarak tamamlanamasa da 250 000'den fazla kişinin ölümü ile sonuçlanan ve SEED terminolojisine "Bloody Valentine" katliamı olarak geçen bu olaydan sonra PLANT yönetimi fanatik derecede sert güç kullanım yanlısı güçlerin eline geçer , PLANT'ın özel askeri kanadı olan ZAFT (Zodiac Alliance Federation Treaty) kurulur.ZAFT sahip olduğu yüksek teknoloji ürünü MS'leriyle dünya yanlısı kolonilere saldırmakta , dünyayı ele geçirmek yada üzerindeki yaşamı yoketmekle sonuçlanacak GENESIS operasyonunu hazırlamaktadır.Aradaki savaş yaklaşık 1 yıl sürer ve taraflar kendi taraflarına çekilirler.Derken o ana dek MS teknolojisine sahip olmayan dünya merkezli Federasyon bir dizi yeni nesil MS üretir ve ZAFT'a karşı kullanmayı planlar : Bunlar ilk Gundam'lar olan Strike , Duel , Buster , Blitz ve Aegis Gundam'dır , ilk Gundam Federasyon'un isteği doğrultusunda Morgenroete Corporation adlı özel bir firmaya ürettirilmiş , onun yapımı henüz tamamlanmadan diğerleri onun farklı formları olarak üretilmiştir.Fakat ZAFT istihbarat birimleri bunu haber almıştır ve koloniye ani bir indirme harekatı yaparak hala tam olarak tamamlanmamış olan prototip Strike Gundam dışında tüm MS'leri ele geçirir.Tesadüfen orada bulunan ve sınıf arkadaşlarıyla beraber ZAFT saldırısından kaçarken istemeden de olsa Strike Gundam'ın saklandığı hangara sığınan 15 yaşındaki yetim bir öğrenci olan Kira Yamato (Amuro Ray'ın SEED versiyonu) işletim sistemini aktive etmeyi başarır ve biraz şansı biraz da yeteneğinin eseri olarak 2 mikro-titreşim bıçağı ve omuz topundan başka hiçbir silaha sahip olmayan Strike Gundam ile bir dizi ZAFT MS'ini dağıtır.Kira koloninin ağır zarar görmesi üzerine Strike Gundam'ı bölgeye ulaşan Federasyon güçlerinin savaş gemisi Archangel'e ulaştırır.Fakat burada hayatını sonsuza dek değiştirecek 2 gerçeği öğrenir : 1- Kendisi de bir Coordinator'dur 2- Uzun zamandan beri görmediği kankası Athrun Zala da "Bloody Valentine" katliamında nerdeyse tüm ailesini kaybetmiş ve fanatik bir PLANT yöneticisi olan babasının da tesirinde kalarak ZAFT'a katılmıştır.Kira için zorlu ve uzun bir savaş böylece başlar.Bu savaşta Kira önce kendi hakkındaki şaşırtıcı gerçeklere ulaşacak , ORB adlı tarafsız bir grup ile karşılaşacak ve nihayet baştan sona dek korumak için savaştığı Federasyon'un aslında tamamen iyi insanlarla dolu olmadığını ve baştan beri yanlış bir savaş verdiğini anlayacaktır.
Tam ipucu vermek istemesem de UC serilerini şu yada bu şekilde izlemiş olanları yeni birşey vermediğinden başlarda sıkacak olan seri gerçek anlamda #3. session ile efsane oluyor diyebilirim.Sizi tek kelime ile afallatacak klonlama ve genetik manipülasyon konsepti , ZAFT'ın esrarengiz askeri lideri Rau Le Creuset ve federasyon'un en usta pilotu Mwuu La Flaga'nın çatışan kaderleri ve her biri ayrı ayrı derinlikle işlenen ve körü körüne kötü karakterler olmaktan çıkan , ZAFT timi (Dearka - Yzak - Nicole - Athrun) işlenişi gibi... Gundam SEED karakter tasarımı yönünden ilk izlenim olarak çok başarılı bir seri ve işleniş bundan pek geri kalmıyor gibi... gibi yani...
İlk bölümden son bölüme dek son derece yoğun bir CGI bombardımanına tutuluyorsunuz.Ama korkmayın : Vandread tarzı , CGU olsun da çöpten olsun değil de Macross Zero ve Blue Submarine No.6 gibi yapımlarla aşık atacak denli ileri derecede ayrıntıya girilmiş CGI sekansları sıkça var.Ayrıca öykünün ilk bölümlerinde anlatım açısından başarısız olunsa da sonraki bölümlerde iki tarafa da sıkça geçişler yapılarak anlatılması , iki tarafında amaçları , kaybettikleri , sevapları - günahlarının vurgulanması Gundam SEED'i basit bir iyi adam kötü adam çatışmasından çok daha öteye öteye taşıyor.İlk ciddi yönetmenlik denemesini yapan Mitsuo Fukuda ticari açıdan başarılı ilk denemesine imza atmış görünüyor.
Gundam serisinin en iyi yönü daima son derece detaylı ve özgün Mecha tasarımları olmuştur.Daha önce zayıf teknolojinin de etkisiyle fazla etkisine giremediğimiz kimi mecha'ların SEED'de en ufak animasyonuyla bile sizi etkilediğini göreceksiniz.Tüm Mecha animasyonları doğrudan doğruya Motion Capture ile kaydedilmiş gibi görünüyor , gerçekçi özelliklerden çok aksiyona önem verseniz bile sizi tiryakisi yapabilecek bir dizi tasarım var.Özellikle zırh kaplamasını iyonize ederek Phase Shift'inin enerjisi tükenmediği ve zarar görmediği sürece kendini Predator filmlerindekine benzer bir "Cloaking Device" etkisi ile gizleyen sabotaj amaçlı ünite Blitz Gundam ve tasarım harikası bir dönüşebilir MS olan Aegis Gundam tek başına seriyi sırtlayacak kadar başarılı tasarımlar... Daha önceki tüm Gundam serilerindeki ana MS'lerin aksine Strike Gundam'ın Phase Shift özelliği de oldukça kullanışlı olduğundan gerekse kendisi farklı görev türleri için modüle edilebildiği için hayli kullanışlı bir alet... Zaten Gundam SEED uzun AR-GE sürecinden olsa gerek , o zamana dek yapılan en pahalı Gundam serisi ( Bölüm başına yaklaşık maliyet 25 milyon Yen ) Seri #2 sonuna dek averaj rating oranlarında seyretmesine karşın son session'da konseptin ve konunun yeniden yazılması ile sonlara doğru çok büyük rating oranlarına ulaşmıştır.Özellikle kalite # 3. session'da öyle bir boyuta ulaşıyor ki ilk #1. ve #2. sessionları inatla beğenmeseniz bile #3. session'un sizi her anlamda pes ettireceğini söyleyebilirim.
Müzikler bu yazıyı okumakla zaman kaybetmemeniz gerekecek denli iyi.Ekstra albümlerle beraber sayıca bir düzineden fazla tutan soundtrack'ler her zevke hitap ediyor.Özellikle açılış-kapanış müzikleri , karakterlerin tema müzikleri ve savaşlar sırasındaki enstrumantal / senfonik müzikler (özellikle de "Justice & Freedom" adlı tema ) müzik beklentilerinizi sonuna dek karşılıyor.Seiyuu ekibinin Japonya'nın en aranan JPOP gruplarından ve en yüksek meblağlarla çalışan seslendirme sanatçılarından oluştuğunu da söylememde yarar var.
Geldik eksilere... Serinin Amerika'da yayınlanması için hazırlanan versiyonda inanılmaz sansürler ve çok gerekliymiş gibi yapılan bir sürü isim değişikliği yeralmakta : Özellikle sanki çok gerekliymiş gibi tüm makineli tüfek ve tabancaların "çocukları ateşli silahlardan koruma yasası" gereğince lazer tabancaları ile değiştirilip görüntü montajı yapılması , duygusal yakınlaşma ile ölüm ve yaralanma öğesinin belirgin şekilde farkedildiği nerdeyse tüm sahnelerin sansürlenmesi kaldırılabilecek gibi birşey değil.Haliyle bu hale getirilmiş İngilizce versiyonun ülkemizde gösterileceğini bilsem karşı çıkan kişi ilk ben olurdum.Açıkçası birilerinin inatla Anime ürünlerini böyle mutant hale getirmeye çalışmaktansa biraz olsun "kendi evinin önüne" bakmalarını isterdim. Neyse.
Fiiler bölümler insanı canınından bezdiriyor: Evet, 8. bölümden son 10 bölüme kadar tüm seriyi 2 bölümlük mini-arc'ler şeklinde görmeye hazır olun. Bu da yetmezmiş gibi o zamana kadar en pahalı Gundam serisi olmasına rağmen animasyonlar o denli çok kopyala/yapıştır ile çoğaltılmış ki bir noktadan sonra DVD'leri dişlememek için kendinizi zor tutacaksınız. Çok şükür, yaptıkları hatanınfarkında olmalılar ki elden geçirilmiş 3 bölümlük bir Special Edition paketi de izlenebiliyor.
Serinin 3. session'unda ortaya çıkan "Blue Cosmos" karakterleri İngilizce dublajda gerçek anlamda argolu konuşur hale getirilmiş.Gundam Wing'in İngilizce dublajında Duo Maxwell için de buna benzer birşey vardı ama buradaki hali gerçekten anlatılamaz olmuş.Duymanız lazım , Anime'lerde argo İngilizce dublaj kullanımına karşı olan ve haliyle normalde eksi diyeceğim birşeye burada artı demem de ilginç bu anlamda.
SEED'de eleştirilebilecek yegane bir diğer yön Mecha tasarımlarının büyük çoğunluğunun daha önceki serilerde yeralanlarının remake'si olması... (Her seride bir şekilde az çok önceki serilere atıf vardı ama SEED serilerinde bu artık çalıntı düzeyine varıyor) Örneğin Aile Strike Gundam "RX 78" 'den ( MS Gundam ) , Aegis Gundam "Zeta Gundam" 'dan (Z / ZZ Gundam) , Forbidden Gundam "Deathscythe Hell Custom" 'dan (GW) , "Justice Gundam "Gundam Epyon" 'dan (GW) ve son olarak Freedom Gundam "Full Armor ZZ Gundam" (ZZ Gundam) ile "Wing Gundam Zero" 'dan (GW) 'den alıntı.GINN'lerin Zaku özentisi oldukları çok bariz , METEOR ünitelerinin "Denbrobium Unit" (Gundam 0083) esintisi hemen farkediliyor.Haliyle Providence , Blitz ve Buster Gundam gibi örnekler serinin yegane orjinal tasarımlarından birkaçı olarak kalıyorlar : Gerçi bu , tüm Gundam serilerinin bitirmediğiniz sürece gözünüze batmayacaktır.
Öte yandan şimdilik pek ipucu vermek istemesem de (SPOILER olabilir) seri önceki serilerden çok fazla konu , karakter şablonu ve işleniş alıntısı taşıyor.Mesela Federasyon'un aslında pek de iyi bir taraf olmadığının ortaya çıkması gibi.Ayrıca benim ve başka izleyicilerinin canını fena halde sıkan şeyler de yok değil : Özellikle kendimi bunu belirtmek durumunda hissettim ki ayrıca Gundam tarihinin en yapay davranan karakterleri Fllay Allstaire ve Lacus Clyne de tek başlarına serinin devamını izlemenize karşı mutlak bir antipati oluşturabilir.Ayrıca Kira'nın her zaman ve her yerde Athrun'dan daha baskın olarak işlenmesi de canımı sıkan bir diğer nokta oldu.Kira'nın bu baskınluk durumu GOD MODE ON'dan farksız bir hal alıyor bir noktada ve isyan edebiliyorsunuz.Ama tüm bunları toplayıp önününüze koymadığınız sürece sıfırdan ilk kez Gundam'a giriş yapacak birisi için "en iyi Gundam serisi" olarak değerlendirmenize engel değil. Ama tekrardan söylemem gerekli, bu eksilerle Gundam SEED kesinlikle bir TV serisi olarak artılarını eksilerinin önüne koyamıyor. İzlemek isterseniz size TV serisini değil 3 OVA'dan oluşan Special Edition paketini öneririm. En azından fiiler bölümlere ve harcadığınız zamana yanmazsınız.
Ölüp de sonlara doğru dirilenleri hiç saymayacağım, yönetmen resmen izleyiciyi shounen izleyicisiyle aynı kefeye koymuş. Bundan 20 yıl önce olsa doğal karşılanabilirdi ama 2000'li yıllarda bu tür ucuz numaralara başvurmak hiç de akıl işi değil. Neyse ki Mitsuo Fukuda parlak bir yönetmen değil de, SEED'leri izledikçe onun bu sönük yönünün daha iyi anlama imkanı buluyoruz.
Eğer ön plana çıkartılmaması gereken şeyler bu denli yoğun planda işlenmeseydi ve MS tasarımları da biraz daha özgün olabilseydi seri için birçok kişi gibi "Gundam serilerinin en iyisi" diyebilirim ama bu haliyle sadece Mecha'larla arası o kadar da sıkı fıkı olmayan ve Gundam serileriyle yeni tanışacak arkadaşlar için iyi bir hediye paketi olabilir. Evet , Gundam SEED -bence- her ne kadar UC serilerinin ulaştığı noktanın çok gerisinde olsa da müziklerinden aksiyon sekanslarına , giderek artan konu kalitesi ve şaşırtmacaları ile ilerideki Gundam serileri konusunda yetkin bir örnek.Zaten şu ana dek en çok ticari getiri getiren Gundam serisi olması ve yılının en yüksek DVD set ve model kit satış rekoru kıran yapımı olareak kendini birkaç kez amorti etmesi de bunu kanıtlar nitelikte.Kısacası Gundam SEED asla yeni bir "UC" efsanesi olmasa da , Gundam cehverini yeni yeni keşfeden herkesin arşivinde mutlaka olması gereken bir çalışma.Ama bunun tek sebebi er geç izleyen insanların şu yada bu şekilde "UC" serilerini keşfetmesine nail olacak olması...
Anasayfa 
